Tekerlemeler: Çocuklar tarafından herhangi bir oyun içerisinde veya oyun öncesi ebe
seçiminde söylenen tekerlemelerden bazıları şunlardır:
Epenenek
El el epenek
Elden çıkan kepenek
Kepeneğin yarısı,
Bit bidenin karısı
Ebem yoğurt getirdi,
Pisik burnunu batırdı.
Pisik burnun kesile,
Minareden asıla.
Minarede bir kuş var,
Kanaıdnda gümüş var.
Allı gelin telli gelin,
Çek elinden birisinden birisini.
Portakalı Soydum
Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum
Duma duma dum
Kırmızı mum!
Açıl Kilidim
Açıl kilidim, açıl!
Açıl kilidim, açıl!
Bunun kilidi nerede?
Kedi kaçırdı.
Kedi nerede?
Ağaca çıktı.
Ağaç nerede?
Balta kesti.
Balta nerede?
Suya düştü.
Su nerede?
İnek içti.
İnek nerede?
Dağa kaçtı.
Dağ nerede?
Yandı, bitti, kül oldu!
O... Mo...
O... mo... kara do
Sime sime sime do
Lapatike lapatike bir bando.
Bilmeceler:
1- Hekâ hekti,
Çamura çöktü,
Çektiydim kuyruğu koptu. Cevap: Havuç
2- Hey hurtlar, huğurtlar!
Yusuf’u yiyen kurtlar!
Ayağından su içer,
Tepesinden yumurtlar. Cevap: Ekin
3- Yedi delikli tokmak,
Bunu bilmeyen ahmak. Cevap: İnsan başı
4- Çıt etmeden çalıya düştü. Cevap: Güneş
5- Dağdan gelir hefül hefül,
Ayakları halka demür
Vur başına otur, gemür. Cevap:Karpuz
6- Karnı küp gibi,
Boynu çöp gibi.
Isırınca sulanır.
Tadı şerbet gibi. Cevap: Armut
7- Dağdan gelir,
Taştan gelir.
Bağırır oğlak gibi. Cevap: Kağnı
8- Abdest alır, namaz kılmaz,
Cemaatten geri kalmaz. Cevap: Cenaze
9- Ezan okur, namaz kılmaz.
Avrat alır, nikah kıymaz. Cevap: Horoz
10- Dal üstünde kırmızı ışık. Cevap: Kiraz
GELENEKLER
SAYA GELENEĞİ
İlçe
merkezinde ve köylerde “koç katımı”ndan yüz gün sonrasına denk gelen
25-26 şubat günleri “saya günleri”dir. Halk inanışına göre bu günler,
kuzunun ana karnında tüylendiği günlerdir. Törene katılan gençler, kapı
kapı dolaşarak şu manzumeleri okurlar:
Selam verdim selvi gelin,
Selamımı aldın mı?
Sayacı geldi, duydun mu?
Sağlak koyunu sağdın mı?
Sağlak koyunun anası,
Düü... dedi, meledi mi?
Çarpa çarpa yaladı,
Nenem kürdü, koyun otluğa durdu!
Ay karanlık gecede,
Görmüşsündür kurdu, koyun!
Ağ baldır yârim, koyun!
Gümbür gümbür yayarlar,
Ak kaymağın ağalara verirler.
Hey, biz iken biz iken!
Yedi yaşıma yettim.
Ee...bebem kara kız iken
Yedi yüz koyun güttüm.
Ahşar verdim alana,
Çıktı gitti belene.
Belende bir obası var.
Obası, yaylası kutlu olsun
Hem yoksula hem beyine.
Heresi hüresi
Kırklığa borat tepesi.
Biz açımızdan gezmiyoruz.
Bu, koyunun töresi.
Koyunun yüzü yetti,
Kuzunun tüyü bitti.
Şur’da elli gün kaldı,
25’i yaz, 25’i kış.
Hey, deyin uşaklar, hey!
Hey ne kaldı, ne kaldı?
Şur’da elli gün kaldı.
Elli günün ertesi,
Yoğurt çalar haftası.
Küpeciğe koyasın,
Gümbür gümbür yayasın.
Şu oğluma, şu kızıma diyesin.
Gönderin hanımlar, gönderin!
Yağdan, bulgurdan hey!
Hey hayadan hayadan!
Yılan aktı kayadan.
Açlığımızdan gelmedik
Töremiz var sayadan hey!
Dağda tavşan kovarım.
Düştüm, dizim ovarım.
Ergeninizi evermezseniz
Sizi evden kovarım.
Kılavuz geldi kapıya,
Yağ verelim tepsiyle.
Bir verenin kızı olsun,
İki verenin oğlu olsun.
Oğlan bize yoldaş olsun hey!
Bu manzumeler okunarak ev ev dolaşılır ve alınanlar, bir gün sonra helva ve pilav yapılarak birlikte yenir.
Bazı
köylerde saya gezerken (saya sallarken) şenlik olsun diye, birine ayı
elbisesi giydirilir ve boynuna çan takılır. Bir kişi de Arap olur, bunun
kolların da zil takılır. Bazen de birkaç erkek çocuk, kız elbisesi
giyerek dolaşır.
AD VERME GELENEĞİ
Sözlük
anlamı ile ad, “insanın toplumsal ve bireysel kişiliğinin yanı sıra
büyü ve gizem gücünü de belirten simge”dir. Ad, kişiliği oluşturan
özelliklerden biridir. Bunun için de geleneksel yaşamın etkin olduğu
yörelerde, yeni doğan çocuğa ad konması genellikle dinsel içerikli bir
törenle olur. Seçilen adın, çocuğun geleceğini, karakterini, toplum
içindeki yerini belirleyeceğine inanılır.
Çocuğa ad koyma, dinsel içerikli bir törenle yerine getirilir. Daha önce belirlenen ad, bu törenle çocuğa verilir.
Genellikle
doğumdan sonra gelen bir hafta içinde çocuğa ad konur. Çocuğa ad koyma
töreni evin en yaşlı kişisi tarafından gerçekleştirilir. Çocuğun sağ
kulağına ezan okunup, sol kulağına da kamet getirildikten sonra, “Senin
adın .....” denilerek ad koyma töreni gerçekleştirilmiş olur.
Yıldızeli yöresinde çoğunlukla kullanılan adlar ve bu adların söyleniş şekilleri:
Hüseyin: Üsüyn Süleyman: Sülüman
Ahmet : Ehmet Halil : Hallo
Ayşe : Anşa Necati : Necet veya Neco
Hasan : Hasso İsmail : İsmayıl
Mehmet : Memmet Recep : İrecep
Ramazan: Iramazan Nuri : Nurü
Bekir : Bekır Esma : Esme
İbrahim : İrbaham Mustafa : Mıstafa
Bahattin : Baho Selahattin: Selo
Esalettin : Esoç Fatih : Fati
Yunus : Yunis Rıza : İrıza
Yörede “Döndü, Döne, Yeter, Soner, Songül” gibi istek ve dilek bildiren isimler de sıklıkla kullanılmaktadır.
YILDIZELİ İLÇE TURİZİM
Ülkemiz
son yıllarda dünya turizm pazarından önemli bir pay alsa da Sivas ili
ve ilçelerinin dış turizm geliri yok denecek kadar azdır. Tarihi İpek
Yolu üzerinde bir kavşak noktası olan ilçe günümüzde de Karadeniz
Bölgesi’ni, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’ya; doğuyu, batıya bağlayan bir
geçiş noktasında yer almaktadır. İlçemizin dış turizm geliri yoktur;
ancak bilhassa son yıllarda iç turizmde hareketlilik gözlenmektedir.
İlçe
merkezinde her yıl ağustos ayında geleneksel olarak düzenlenen
Karakucak Güreşleri Kültür ve Sanat Festivali, Sıcak Çermik Kaplıcaları,
Şifalı Ilıca Suyu, Banaz Köyü’nde her yıl temmuz ayında düzenlenen Pir
Sultan Abdal Şenlikleri, Yıldız Dağı, tarihi ve doğal güzellikleri,
ilçenin iç turizm potansiyelini oluşturan etkinlik ve değerlerdir.
Karakucak Güreşleri
Yıldızeli,
tanıtım eksikliğini her alanda olduğu gibi turizm alanında da
hissetmektedir. M.Ö.4500’e kadar uzanan ve 6500 yıl içerisinde
oluşturulan tarihi ve kültürel değerleri, şifalı suları, eşsiz doğası
yeterince tanıtılamamış, gerekli yatırımlar yapılamamıştır.
İlçede
bulunan C.Ü. Meslek Yüksek Okulu öğrenci yakınlarının ziyaretleri, E-88
karayolu üzerinde yer alan Osmanlı Petrol Tesisleri ve Total Petrol
Tesislerinin yol güzergahından geçiş yapan araç yolcularına verdikleri
hizmet ve Yıldızeli misafirperverliği ile sundukları eşsiz yöresel
yemekler turizm hareketliliğinin bir parçasını oluşturmaktadır.
Yıldızeli-Sivas
karayolu 21. km.sinde Yıldızeli ve Sivas mutfağından örnekler sunan
Bizim Ev etnografik eserlerle yapılan dekorasyonu ve nefis damak tadı
ile misafirlerini ağırlamaktadır.
İlçe
merkezinde 40 yataklı ve kaloriferli Yuvam Oteli, ayrıca Sıcak Çermik
Kaplıca merkezinde 5 otel faaliyet göstermektedir. Ayrıca Emniyet
Amirliği’nin ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün misafirhanesi mevcuttur.
KAPLICALAR VE ŞİFALI SULAR
SICAK ÇERMİK
Sivas-Ankara Karayolu üzerinde, ilçeye 21 km mesafede, Sivas ilinin ve ilçenin en önemli kaplıca ve mesire yeridir.
İstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim
Dalı Başkanlığınca 2002 yılında yerinde ve laboratuarlarında yapılan
analiz sonuçlarına göre; kaplıca suyunun termomineral sular grubu
içerisinde yer aldığı, doğal sıcaklığının 20 Santigrat derecenin (43.3
C) üzerinde ve toplam mineralizasyonu 1000 mlg/L’nin (2818 mlg/L)
üzerinde olduğu, sodyum, kalsiyum, bikarbonat ve karbondioksitli bir
termomineral su niteliğinde olduğu tespit edilmiştir.
Romatizmal
hastalıklar, kemik ve kireçleme hastalıkları, deri hastalıkları, kadın
hastalıkları, böbrek ve idrar yolları rahatsızlıklarında banyo kürleri
şeklinde iyi gelmektedir. Kaplıca suyu içilmemektedir.
KAMAN MADEN SUYU
İlçeye
22 km uzaklıkta Kaman Köyü’nde yer almaktadır. Üç ayrı lokasyondan
çıkış gösteren, yaklaşık 10 maden suyu kaynağından toplam debisi 3 lt/sn
olarak ölçülmüştür. Kaynak sıcaklıkları 13-15 C arasında değişiklik
göstermektedir.
Maden
suları gazlı (muhtemelen C02), ekşimsi tatta ve berrak özelliktedir.
Çevresinde kükürt, karbonat ve demiroksit çökeltileri bırakmaktadır.
Halk arsında böbrek ve safra kesesi taşlarının tedavisinde etkili olduğu
inancı yaygındır.
ILICA KAYNAK SUYU
İlçeye
9 km mesafede Ilıca Köyü’nde yer almaktadır. 2002 yılında yerinde ve
laboratuarlarda yaptırılan analiz sonuçlarına göre suyun doğal
sıcaklığının 20°C derecenin (35,5° C) üzerinde olduğu için, termal sular
içerisinde sınıflandırıldığı, mikrobiyolojik, bakteriyolojik, kimyasal
ve fiziksel açılardan temiz olduğu tespit edilmiştir.
Fiziksel
ve kimyasal özelliklerinden dolayı banyo ve içme kürleri şeklinde
tedavi amaçlı kullanılabileceği anlaşılmıştır. Florür içeriği nedeniyle
florür noksanlığında ve özellikle çocuk, ergenlik çağı ve yaşlılıkta,
diş çürüğü önlemlerinde günlük 1,5 mlg florür alımını geçmemek koşuluyla
içme kürü şeklinde kullanımı uygundur. Hareket sistemi, kalp-damar
sistemi hastalıkları, lokomotor sistem hastalıkları, sinir sistemi
hastalıklarında da banyo kürü şeklinde kullanılabilir.
Şu
anda üzerinde basit sistemle yapılmış banyolar mevcut olup, yapılacak
yatırımlarla önemli bir kaplıca turizm merkezi olabilecek özellikler
taşımaktadır.
BAKIRCIOĞLU ÇERMİĞİ(UYUZ ÇERMİĞİ)
Bakırcıoğlu köyünde kaya mezarının da bulunduğu mevkii de doğal mağara ve sıcak su kaynağı yer almaktadır.
Halk arasında uyuz çermik olarak geçmekte olup, suyun uyuz hastalığı ve sivilcelere iyi geldiğine inanılmaktadır.
FESTİVAL VE ŞENLİKLER
GELENEKSEL KARAKUCAK GÜREŞLERİ KÜLTÜR VE TURİZM FESTİVALİ
İlçenin
kültür ve turizm potansiyeli ile tanıtımını sağlamak, ata sporumuz olan
güreşi ilçe genelinde özendirmek ve yaygınlaştırmak, ilçe halkını
birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları ile şölen havası içerisinde
bir araya getirmek, çeşitli aktiviteler düzenlemek suretiyle insanların
iyi ve hoş zaman geçirmesini temin etmek, ilçe merkezinde ekonomik bir
canlılık sağlamak için düzenlenen festival her yıl daha büyük coşkuyla
büyüyerek bayram havasında geçmektedir.
PİR SULTAN ABDAL ŞENLİKLERİ
Her yıl temmuz ayının ilk haftasında Pir Sultan Abdal doğduğu yer olan Banaz Köyü’nde törenlerle anılmaktadır.
Ankara
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı katkılarıyla 2003
yılında 14.’sü gerçekleştirilen Pir Sultan Abdal Kültür Şenlikleri,
28-29 Haziran 2003 tarihlerinde Banaz Köyü’nde düzenlenmiştir.Şenlikler
kapsamında; açılış ve konuşmalar, şiir dinletisi , semah gösterileri,
imza töreni, söyleşi, panel ve konser gibi etkinlikler yapılmıştır.
KÖY ŞENLİKLERİ
Büyük
şehirlere göç veren ilçedeki bazı köylere, ilçe dışındaki
vatandaşlarımızın yazın belirli günlerinde toplu gelmeleri ile Çırçır,
Kaman, Demirözü, Kadılı, Davulalan, Merkez Sarıkaya v.b köylerimizde köy
şenlikleri düzenlenmektedir.
Bu
günlerde köylerde büyük canlılık olmakta, yapılan piknik ve sohbetlerle
memleket özlemleri giderilmekte, kültür bağları canlı tutulmaktadır.
MESİRE YERLERİ VE YAYLALAR
Doğal
çevrenin hızla kirlendiği ülkemizde, ilçe piknik ve mesire yerleri
açısından oldukça zengindir. Eşsiz güzellikteki yaylaları, Çağlar ve
Etyemez göletleri, Sivas karayolu üzerinde yer alan Karayolları Ahmet
Eser Parkı piknik alanı,Sıcak çermik,Ilıca köyü, Yolkaya köyündeki
alabalık üretim çiftliği, Çamlıbel, halk arasında yatır veya ziyaret
olarak tabir edilen Şeyhhalil, Kevgir Baba (Yolkaya Köyü), Sarıkaya ve
benzeri birçok yer mesire için olarak gidilen mekanlardır.
Ülkemizde
son zamanlarda önem kazanmaya başlayan yayla turizmi için İlçe önemli
bir potansiyeli barındırmaktadır. Çamlıbel, Toraç dağı, Yıldız Dağı,
Yusufoğlan, Avcıpınar, Yolkaya, Alaca, Belcik, Karalar, Eşmebaşı
yaylaları ilçenin eşsiz güzellikteki yaylalarından birkaçıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder