Pages

12.11.2012

Divriği İlçesi

SİVAS İLİ DİVRİĞİ İLÇESİ
DİVRİĞİ İLÇE TANITIM
Divriğimiz

Sivas İli Siyasi Haritası
DİVRİĞİ İLÇE TARİHİ

Divriği ve civarında, M.Ö. 2000'den itibaren çeşitli dönemlerde Hitit, Pers, Makedon, Roma, Sasani, Pavlikian, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar hakim olmuştur. Kente çeşitli dönemlerde verilen adlar kentteki kültür birikimini göstermektedir: 'el-Abrig' (Arapça), 'Tephrice' (Tefrike, Bizans), 'Difrigi' (Selçuk), 'Divrik' veya 'Divrigi' (Osmanlı).
Divriğimiz
Kent Makedonya, Roma-Sasani, Bizans-Arap bölgeleri arasında bir sınır alanı konumunda bulunmuştur. 9. yüzyıldaki Pavlikian (Paulicien, Ar. Baylakani, Paulusçu) hakimiyeti bu sınır alanı konumun bir göstergesidir. Kiliselere, ayinlere, ruhban sınıfına, vaazlara karşı çıkan Paulusçuların Bizans merkezi yönetimi 
Divriğimiz
tarafından sapkın kabul edilmesi Araplarla müttefik olmalarını kolaylaştırdı. Araplarla beraber Bizans'a karşı savaştılar. Önderleri Sergius, Abrik (Divriği) kayalıklarındaki Tephrike (Divriği) Kalesi'nde surları ve su yollarını tamir ettirmiştir. Malatya emirinden destek alabilmek için Paulusçuların bir kısmı İslamiyet'e geçti.
Divriğimiz
 Öte yandan, Sergius'un oğlu Karbeas'ın yönetimindeki Tephrike monarklığı, Bizans topraklarının en doğu noktasında, Arap topraklarının ise en batısında yer alan tampon bölge olarak bağımsızlığını sürdürdü. Pavlikianların Tephrike prensliğinin saldırgan mensupları,
Divriğimiz
 9. yüzyılın ikinci yarısındaki akınları sırasında Ankyra (Ankara), Malegena (Eskişehir dolayları) ve hatta Efes'e kadar ilerledi. Bu mezhebi ve mensuplarını ortadan kaldırmaya kararlı olan Bizans İmparatoru Basileos,
Divriğimiz
 çıktığı askeri seferlerin ancak üçüncüsünde, 872 yılında, kartal yuvasını andıran Tephrike Kalesi'ni zapt edebildi; destekçi Arap kuvvetlerini de ortadan kaldırdı. Bu olay Kurdeşen mezarlığının kurulmasının başlangıcıdır.
Divriğimiz
 Bu yenilgi Pavlikian mezhebi ve onun mensuplarının da sonunu getirdi. Birçoğuna soykırım uygulanıp, kalanlar ise zorla Ortodoksluğa geçirilip, Trakya'ya sürüldüler. Heterodoks Türkmenlerin 13. yüzyıldaki Babaîler isyanı da daha önce Paulusçuların yaşadığı Divriği'nin içinde bulunduğu Yukarı Kızılırmak havzasında ortaya çıktı. 
Divriğimiz
Araştırmacılar dualizm ve semavî kurtarıcı gibi bazı ortak inanç ögelerinden hareketle bu isyanı bölgedeki geleneğin bir diğer dışavurumu olarak değerlendirir. Bölgenin Kafkasya, İran ve Arap yarımadasi arasındaki konumu ortaçağ ve öncesinde güney, doğu ve kuzeyden gelen düşünce akımlarına açık olmasını doğurmuştur.
Divriğimiz


Divriği'nin Türk devri, Oğuz beylerinden Emir Mengücek Gazi'nin kurduğu Mengücekoğullarının Divriği kolunun tarihi ile özdeşleşmiştir. Mengücekoğulları, ilk Anadolu Türk beyliklerinin en eskisi ve en uzun yaşayanıydı. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'ndan 
Divriğimiz
oluşan külliyenin bânisi Ahmed Şah, Divriği Mengüceklerinin dördüncü melikiydi. Divriği Mengüceklerinin herhangi bir savaşa karışmamış olması, barışçı ve itaatkâr bir emirlik olduklarını düşündürtür. Konya Selçuklu hükümdarı II. Kılıçarslan 1180'de Danışmendleri, Alâeddin Keykûbad ise Mengücekoğullarının Erzincan-Kemah kolunu Ulu Cami'nin temellerinin atıldığı 1228 yılında ortadan kaldırmıştı.
Divriğimiz
Divriği Mengüceklerinin İlhanlı egemenliğine kadar hüküm sürdürmesi izledikleri bu siyasetin başarısına bağlanır. Konya Selçuklularının hükümdarı Alâeddin Keykûbad'ın adının Divriği Ulu Cami'nin portali üzerinde son derece sıradışı bir biçimde Ahmed Şah'ın yapı kitabesinin üstünde “Sultanü'l-azam Alâeddin Keykûbad'ın saltanatında” şeklinde geçmesi bu özel konumu vurgular.
Divriğimiz
 Külliye, Mengücekoğullarının Divriği ve civarındaki egemenliğini hoşgören Keykûbad'a bir hediye olarak değerlendirilebilir.

Divriği'de ilk Anadolu Türk beyliklerinin en eskisi ve en çok yaşayanı Divriği Mengücekleridir. Kentin Mengücek hakimiyeti İlhanlı Hükümdarı Abaka Han'ın 1276-1277'de Memlük Sultanı I. Baybars'a karşı Elbistan'a giderken Divriği'ye uğrayarak surları yıktırmasıyla sona ermeye başlamıştır. Surların yıkılmasının ardından Selçuklu Sultanı III. Alaeddin Keykubad Malatya kuşatmasından bir sonuç elde edemeyip Divriği'ye gelince (1300-1301) burası disiplinsiz askerler tarafından yağmalandı. Şehir daha sonra Kayseri ve Sivas yöresinde Eretnaoğulları'nın hakimiyetine girdi. Kadı Burhaneddin ile Amasya Emiri Hacı Şadgeldi Paşa arasındaki mücadelelerden faydalanan Memlükler tarafından zaptedildi.
Divriğimiz
 (1391). Memlük Devleti'nin idari işleri bozulunca Yıldırım Beyazid 1398'de Sivas, Malatya, Besni, Darende ve Divriği'yi Osmanlı topraklarına kattı. Ancak Divriği yaklaşan Timur tehlikesinden dolayı 1401'de tekrar Memlüklere verildi. Divriği Memlük hakimiyeti sırasında Halep eyaletine bağlı pek de önemli olmayan ileri karakol durumundaydı. 15. yüzyılın ikinci yarısında Uzun Hasan'ın, 16. yüzyılın başında Şah İsmail'in kuvvetlerinin Anadolu'ya yönelik hareketleri sırasında Divriği korunaklı konumundan dolayı saldırılara uğramadı. Divriği'nin kesin olarak Osmanlı idaresine girişi, Yavuz Sultan Selim'in 24 Ağustos 1516 Mercidabık Zaferi'nden sonradır. 
Divriğimiz
Divriği Osmanlı idaresi altına girdikten sonra merkezle aynı adı taşıyan bir sancak haline getirilip Vilayet-i Arab adıyla oluşturulan beylerbeyliğe bağlandı. Daha sonra bu beylerbeylik dağıtılınca Divriği sancağı Sivas, Amasya, Tokat bölgelerini içine alan Rum beylerbeyliğine dahil edildi. 16. yüzyılda Divriği sancağının Divriği ve Darende adlı iki kazası, bu kazalara bağlı on iki nahiyesi bulunuyordu. Sancak 19. yüzyılda Sivas sancağının bir kazası haline geldi.
Divriğimiz
Cumhuriyet döneminde Sivas'a bağlı bir ilçe merkezi haline getirilen Divriği'nin 1927'de nüfusu 4789 idi. 1937'de önce demiryolu ulaşımına kavuşmuş, ardından buradaki demir cevherinin 1939'dan itibaren çıkarılarak Karabük Demir Çelik Fabrikası'na gönderilmesiyle hayat canlanmaya, nüfusu yavaş yavaş artmaya başlamıştır. 1970'te 10.389 olan nüfus, 1985'te 15.974 ve 1990'da da 17.664'e ulaşmıştır.
Divriğimiz
Cumhuriyetin ilk yıllarında Divriği tarihinde önemi bir yeri olan Nuri Demirağ, Türkiye Cumhuriyeti demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden ve cumhuriyet devrinin ilk sayılı milyonerlerinden, kardeşi Abdurrahman Naci Demirağ ile birlikte Türkiye'nin sanayi kalkınmasında büyük işlere atılmış ve iş hayatının yanında geniş ölçüde hayırsever olarak tanınmış bir kişidir.
KAR MANZARALARI
Nuri Demirağ, 1886 yılında Divriği'de doğdu. Rüşdiye tahsilini Divriği'de yapmış, ve öğretmen olarak aynı okulda çalışmaya başlamıştır. Ziraat Bankası'nın açtığı bir sınavı kazanarak bu bankanın önce Kangal, sonra Koçkırı şubelerinde çalışmıştır. Maliye Bakanlığı'nın bir sınavıyla bankacılıktan maliye hizmetine geçmiş, İstanbul'a gelerek memur olarak çalışmıştır. 1918-1919 yıllarında Maliye müfettiş olmuştur.
KAR MANZARALARI
 İstanbul'da yaşarken Divriği ile ilişkisini kesmemiştir. Önce “Türk Zaferi” adını verdiği bir sigara kağıdı çıkarmış, daha sonra Türkiye Demiryolları ve Şoseleri ile başladığı imar işine geçmiştir. Fevzipaşa-Diyarbakır, Afyon-Antalya, Sivas-Erzurum, Irmak-Filyos hatlarında 1012 kilometrelik demiryolu yaparken, diğer inşaat işlerine de başlamıştır. Bursa'da Sümerbank'ın Merinos, Karabük'te Demir ve Çelik, İzmit'te selüloz, Sivas'ta Çimento fabrikası, İstanbul'da hal binası ve Eceabad hava yolunu yapmıştır.
KAR MANZARALARI
 Nuri Demirağ, 1936 yılında havacılık sanayinin ilk temellerini atmaya başladı. Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesi'nin yanında Tayyare Etüd Atolyesi'ni kurdu. Daha sonra Yeşilköy'de Elmas Paşa Çiftliği'ni tayyare meydanı haline getirdi. 1937-1938 yılı içinde Türk hava Kurumu 10 okul uçağı ve 65 planör siparişinde bulundu. İstanbul fabrikalarında yapılan ilk yerli Türk uçağı, 1941 yılında Divriği'ye deneme uçuşu yapmıştır. Nu.D.38 tipi yolcu uçağı tamamen Türk mühendis ve işçilerinin ortaya çıkardıkları Türk tipi bir uçaktır.
KAR MANZARALARI
DİVRİĞİ İLÇE COĞRAFYA

a) Divriği'nin yeri

Divriği yukarı Fırat havzasının İç Anadolu sınırı yakınında Sivas İlinin güneydoğusunda yer alır. İlçe, Fırat Nehri'nin bir kolu olan Çaltı çayı vadisi kenarında dar bir ova içinde kurulmuştur. Jeolojik yapısı 2. ve 3. zaman izlerini taşır.
KAR MANZARALARI
İlçenin yüzölçümü 2781, 56 km. karelik bir alanı kaplar. Doğusunda Ilıç ve Kemaliye, batısında Kangal, kuzeyinde İmranlı ve Zara, güneyinde Arguvan, Arapkir, Hekimhan İlçeleri ile çevrilidir. Divriği çok dağlık bir bölgeyi içine almaktadır. Dağlar arasında dik ve derin vadilerde Fırat'ın küçük kolları akmaktadır. Arazi çıplak ve vahşi görünüşlüdür.
KAR MANZARALARI
Yüksekliği deniz seviyesinden ortalama 1225 metredir. Yüksek dağlarla çevrili olması ulaşımda zorluklar meydana getirir. İlçenin dış bağlantısı belli bazı geçit ve yollarla mümkün olmaktadır.

b) Yeryüzü Şekilleri
KAR MANZARALARI
Dağları: Divriği, Torosların kuzeydoğuya açılan ve Doğu Anadolu dağlarıyla birleşen kollarının belirlediği dağlık bir alanda yeralır. İlçe alanının kuzey kesimini Tecer dağlarının uzantısı olan Çengelli Dağı (2596 m), Delidağ (2150 m), Efendi, Göldağı ve Akdağ, güneyini Yama, Demirli, Geyikli Dağları, güneydoğusunu Sarıçiçek, doğusunu Iğımbat Tepesi ve batı kesimini Dumluca oluşturur. İlçenin güney sınırında volkanik kökenli Yama Dağı (2631 m) bulunmaktadır.
KAR MANZARALARI
Yaylaları: Başlıca yaylaları; Yama, Sarıçiçek, Göldağı, Eğrisu, Demirli ve Dumluca olmakla beraber birçok köyün kendine ait yaylaları vardır. Dağların yüksek, serin ve yaylacılığa elverişli şekilde otlaklarla kaplı olması, ayrıca toprak veriminin düşüklüğü de hayvancılığı ön plana çıkarmıştır.
KAR MANZARALARI
Geçitleri: Arapkir-Divriği arasında Mamahar Geçidi, Sincan Nahiyesi ile Kangal arasında Kısıkbel (Kızbeli) Geçidi, Divriği-Kangal arasında Karasar ve Karabel Geçitleri ve Eğin (Erzincan) ile Divriği arasında Sarıçiçek yaylası olarak da bilinen Ortaköy Geçidi ve Karageban (Gedikbaşı) Geçidi ile ilçeye bağlantı sağlanır.

c) Akarsular
KAR MANZARALARI
İlçenin en önemli akarsuyu Kangal ilçesi Karagöl dağlarından doğan Çaltı Suyudur. Bu su Kemaliye ilçesi topraklarından Karasu'yla karışarak Keban Barajı Gölü'ne dökülerek Fırat Nehri'ne karışır. Sulamada fayda sağlayan bu suyun kollarıdır. Bunların en önemlileri Sincan ve Hamu Dereleri ile Nıh Çayı ve Palha Çayı'dır. 1992 yılında Mursal Barajı'nın açılmasıyla birlikte ilçenin sulama olanakları artmış, böylece suya olan gereksinim büyük ölçüde giderilmiştir.
d) İklim
İlçede Karasal iklim özellikleri görülür. Kışları çok karlı ve soğuk, yazları sıcak ve kurak geçer. İlçenin bazı dağlarında Meşe, Ardıç ve Çam türü seyrek orman alanları mevcuttur.
e) Nüfus
Divriği İlçesi, ilin diğer ilçelerine göre dış göçün fazla olduğu bir bölgedir. Ulaşım ağının kenar noktasında yer alması ilçeyi oldukça cansız bir hale getirmiştir. İş alanlarının yetersiz olması dışa göçü gün geçtikçe arttırmaktadır. 1985, 1990 ve 2000 yılı sayım sonuçları bu durumu göstermektedir.
1985 sayımına göre ilçenin toplam nüfusu 38.531'dir. İlçe merkezinde 16.331 kişi, köy ve bucaklarda 22.200 kişi yaşarken bu durum 1990 yılındaki sayımda büyük değişiklik göstermiştir. İlçede 1990 genel nüfus sayımına göre 32.719 kişi yaşıyordu. 17.664 kişi ilçe merkezinde, 15.055 kişi bucak ve köylerde bulunmaktaydı. 2000 genel nüfus sayımına göre ilçenin toplam nüfusu, 23.313'tür. Bunun 14.429'u ilçe merkezinde, 8.884'ü ise ilçeye bağlı köy ve bucaklarda yaşamaktadır.
DİVRİĞİ İLÇE ULAŞIM
DİVRİĞİDE ULAŞIM
Hava Yolu ile ulaşım:
Sivas'a Ankara ve İstanbul'dan düzenlenen uçak seferleri sonrasında yaklaşık üç saatlik kara yolu ile Divriği'ye ulaşım sağlanabilmektedir.
Sivas-Divriği arası ortalama saatte bir hizmet veren iki adet minibüs firması bulunmaktadır.
* Divriği Özlem Tur
* Divriği Birlik
Demir Yolu ile Ulaşım:
1937 yılından bu yana hizmet vermekte olan Demir yolu ile Divriği'ye ulaşım direk olarak sağlanabilmektedir.
www.tcdd.gov.tr
Kara Yolu ile Ulaşım:
Divriği'ye kara yolu ile ulaşım Kangal veya Zara yolları üzerinden iki farklı alternatifle gerçekleşmektedir.
Ankara-İstanbul –Divriği arası hizmet veren bazı ulaşım firmalarının detayları ise şu şekildedir:
* Divriği Nazar Tur
* Sivas Huzur Turizm
Bölgedeki konaklama imkânları sınırlı olmakla birlikte, Belediye Oteli ve Öğretmen Evi gibi iki farklı alternatifte konaklama sağlanabilmektedir.
Divriği Belediye Oteli kentin girişinde kale manzarasını tercih eden ziyaretçiler için uygun bir seçenekken, Öğretmen Evi kent merkezine yakın olması nedeni ile tercih edilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız