Bu
deyişlerle kızın elbiseleri giydirilir, kız ve anası bu sırada ağlar.
Kına yakımından sonra genç kızlar da “Darısı bizim olsun.” der ve aynı
kınadan ellerine yakarlar.
Damadın
kınasında ise kız tarafının aksine şenlikler yapılır. Davul-zurna
eşliğinde halaylar çekilip oyunlar oynandıktan sonra damatla sağdıç,
düğün odasının ortasına getirilerek salâvatlar eşliğinde kına yakımına
başlanır. Damat, orada bulunan yakınlarından birisi bahşiş (bir inek,
bir tarla...) vermeden elini açmaz. Bahşiş verilip el açıldıktan sonra
kına yakımına başlanır ve bir tepside herkese leblebi sunulur. Bu sırada
damadın arkadaşları, damada leblebi atar, iğne batırırlar.
GELİN ALMAYA GİTME
Gelin
almaya, erkek tarafından büyük bir topluluk katılır. Köy aşırı
gidilecekse atlar, arabalar, traktörler hazırlanır. Düğün kâhyasını veya
görevlendirilen başka birini - Buna “yozucu” denir- kız tarafının
gençleri karşılarlar. Yozucu, elindeki heybeyi vermezse onu suya
atarlar.
Karşılamada
iki tarafta da bayrak bulunur. Kafileler yaklaşınca durulur. Gelin
tarafı, damat tarafı bayraktarına şu dörtlüğü okur:
Bayraktar , bayrağını kaldır,
Yönünü kıbleye dönder,
Pîrine bir selam gönder!
Verelim Muhammed’e salâvat sellelloo... Muhammed!
Damat tarafı bayraktarı karşılık verir:
Bayraktar bayrağını kaldırdı,
Pîrine selam gönderdi,
Yönünü kıbleye dönderdi.
Verelim Muhammed’e salâvat sellelloo... Muhammed!
Karşılıklı
söylenen bu tür deyişlerden sonra gelin tarafı çeşitli muammalar sorar.
Muamma bilinirse yol açılır, bilinemezse güçlük çıkarılır ve sonunda
bahşiş alınarak yol açılır.
Muamma: Dünkü günün adı ne?
Bugünkünün tadı ne?
Yer altındaki caminin
İmamının adı ne? Cevap: Sultan Süleyman
Muamma: Hey halladı halladı!
Minareyi kim salladı?
Minarenin başında
Karıncayı kim nalladı? Cevap: Sultan Süleyman
Yol açıldıktan sonra düğüncüler, şu dizeleri okur ve yürürler:
Kaleden indik düze,
Eyvallah hepinize!
Yol verin ağalar bize!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder