Düğünleri
bir yörenin mahallî kültür deposu olarak ele aldığımızda karşımıza o
yörenin yemekleri, türküleri, manileri, gelenek ve görenekleri,
giyim-kuşamı, hatta dinî ve ahlâkî yapısının çıktığını görürüz.
Yıldızeli
köylerinin geniş bir coğrafyaya yayılmış olması sebebiyle, elbetteki
pek çok bakımdan olduğu gibi düğün âdetleri bakımından da farklılıklar
göze çarpar; ama bu farklılıklar, geleneklerin özünden ziyade icra
ediliş tarzındadır. Kalın`dan birisi, Kızıllı`daki bir düğünde
yabancılık çekmeden eğlenebilir ve düğün âdetlerini yerine getirebilir.
Bakırcıoğlu`ndan birisi ise size Yolkaya`daki düğünleri ayrıntılı bir
şekilde sunabilir.
Yıldızeli`ndeki evlenme ve düğün âdetlerini, Anadolu`nun bir çok yöresinde olduğu gibi, şu
bölümlerde ele alabiliriz:
KIZA BAKMA
Aynı
köy içindeki dünürlüklerde bu gelenek yoktur; çünkü köy halkı,
birbirini zaten yeterince tanımaktadır. Köy aşırı dünürlüklerde ve ilçe
merkezinde “kıza bakma” geleneği sürdürülmektedir .
Evlendirilecek
olan erkek veya kız, öncelikle rüştünü ispat etmiş olmalıdır. Oğlan,
traktör kullanmalı (Eskiden ata binmekti.), tarım ve hayvancılık
alanlarında fikirler yürütebilmeli, askerliğini yapmış olmalıdır. Kız
ise, “ev işleri artık ondan sorulacak seviye”ye gelmiş olmalıdır.
Evlenecek
gencin anası ile komşu ve akrabalardan hatırı sayılır birkaç kadın, bir
araya gelerek kız beğenmeye çıkarlar. Önceden tavsiye edilen kızın
evine gidilerek kız, bizzat görülür. Kızın güzelliği, davranışları ile
birlikte ailenin durumu usûlünce incelenir. Kız beğenilirse başka bir
gün dünürlükte bulunulur. Dünürlük sırasında kız ve erkeğin birbirini
görmesi sağlanır. Bazen yanlarına küçük bir çocuk gönderilerek yalnız
bırakılmazlar. Kız ve oğlan, konuşup anlaştıktan sonra asıl dünürlük
başlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder