Mustafa Kemal Paşa etrafındakilere hitaben:
“
İstanbul'dakiler ve buradakiler nevmid (ümitsiz ) ve hasta insanlardır.
Ecnebi işgal etkisi altında cesaret ve ümitlerini kaybetmiş olmanın
verdiği teessürle ( keder – üzüntü ) ve marazi (hastalıklı ) bir haleti
ruhiye ( ruh hali- psikoloji ) içinde hareket ediyorlar. Bunun başka
türlü izahı yoktur.”
“Bir
milletin istiklâl hakkını aramasından ve bu yolda gerekiyorsa son damla
kanını akıtmasından daha tabiî ne tasavvur edilebilir? Şerefsiz,
istiklâlsiz, esir bir millet çocukları olarak yaşamak yerine, efendice
ve kahramanca ölmek elbette ki şayanı tercihtir ( seçilmeye değerdir).
Bunu anlayamamak ne garip mantıktır?” dedi. Delegeler de konuşuyor,
manda aleyhinde söz ediyorlardı.
Hikmet
ismindeki Askeri Tıbbiye öğrencisi, Sivas Kongresi'nde öğrenci
arkadaşlarının temsilcisi olarak bulunuyordu. Aralarında topladıkları
para ile onu Sivas'a göndermişlerdi. Heyecanlı, atak bir vatanseverdi.
Gece,
Paşanın odasında Hikmet Bey de vardı. Gündüz yaşanan tartışmaların
etkisiyle olsa gerek titriyordu. Sanki birdenbire ateş ve heyecan
kesilmiş olarak, yüksek sesle:
“-
Paşam, delegesi bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı
başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul
edemem.. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun
şiddetle red ve takbih ederiz (çirkin görürüz) . Farzı Muhal (var
sayalım) , manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa
Kemal'i ‘ vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı' olarak adlandırır
ve tel'in (lanet okuma, protesto etme ) ederiz .”diye bağırdı.
Bu
gencin yürekten kopup gelen bu sözleri karşısında orada bulunanların
gözleri yaşarmıştı. Mustafa Kemal Paşa da duygulanmıştı. Heyecanlı bir
sesle:
“ Arkadaşlar gençliğe bakın, Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin.” dedi , sonra Hikmet Beye dönerek:
“
Evlat, müsterih ol. ‘ rahat ol' . Gençlikle iftihar ediyorum ve
gençliğe güveniyorum. Biz, ekalliyette ‘ azınlıkta' kalsak dahi mandayı
kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklâl, ya ölüm .”
Tıbbiyeli genç, hemen yerinden fırladı:
“
Var ol paşam ...” diyerek Mustafa Kemal'in elini öptü. Mustafa Kemal,
kongreye aydın Türk gençliğinin ve tıbbiyenin temsilcisi olarak
üniformasıyla katılan bu yiğit delikanlının alnından öptü:
“ Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır.” dedi.
Sivas Kongresini Engelleme Çalışmaları ve Ali Galip Olayı
Kongrenin
İngiliz ve Fransızlar tarafından baskına uğrayarak Sivas'ı işgal
edecekleri tehditleri boşa çıktı. Mustafa Kemal Paşa bu tehditlerin boş
olduğunu henüz Sivas'a gelmeden Vali Reşit Paşaya bildirmişti.
Sivas
Kongresine delege seçilenlerin Sivas'a gelişleri sırasında bin bir
engelle karşılaştıkları, kılık değiştirdikleri bilinmektedir. İşgal
altındaki yerlerden delege gelemeyişi nasıl bir baskı altında
kalındığının en büyük işaretidir.
Bütün
bunların yanında Ali Galip olayı ayrı bir tehdit oluşturmuştur: Elazığ
Valiliğine özel görevle atanan Kurmay Albay Ali Galip, 27 Haziran günü
Sivas'a gelecek olan Mustafa Kemal Paşayı tutuklatmak için Sivas Valisi
Reşit Paşayı baskı altına almıştır. Ancak şehre gelen Mustafa Kemal Paşa
tarafından, Kolordu binasında ayakta bekletilerek, ağır sözlerle karşı
karşıya bırakılmıştır.
Sivas
Kongresi devam ederken, İstanbul Hükümeti Ali Galip'e Sivas Valiliği
ile Üçüncü Kolordu Komutanlığını önerir. Ali Galip, bu öneriye karşılık,
askerlik kıdemine sekiz buçuk yıl eklenmesini, generalliğe terfi
ettirilmesini ve bir miktar tazminat verilmesini ister. 3 Eylül 1919
günü Harbiye Nazırı Süleyman Şefik Paşa ve Dahiliye Nazırı Adil Beyin
imzalarıyla şartlarının kabul edildiği kendisine bildirilir.
Bu yazışmalar milli mücadele istihbaratınca elde edilecek ve karşı harekete geçilecektir.
Ali
Galip, ayrılıkçı bir takım gruplardan asker toplayarak Sivas
Kongresi'ni basma hazırlıkları yaparken, çevredeki askeri birliklerin
baskınına uğrayacaklarını öğrenince kaçar.
Bu
gelişmeler karşısında durumu Padişaha iletmek isteyen Mustafa Kemal
görüşmeye engel olunması üzerine İstanbul ile her türlü haberleşmeyi
kestirir. 15 gün süre ile soğuk harp başlar. Sonuçta Damat Ferit
Hükümeti istifa etmek zorunda kalır.
Yeni
kabineyi kuran Ali Rıza Paşa ile süren görüşmeler sonunda “Amasya
Görüşmeleri” gerçekleşir. Osmanlı Mebuslar Meclisinin açılışı sağlanır.
Bu mecliste “Misak-ı Millî” ilan edilerek hem ulusal sınırlar çizilir
hem de tam bağımsızlık kararı yasal ve yetkili bir organ tarafından
kararlaştırılmış olur. Mebuslar Meclisi'nde alınan bu tarihi karara
tepki olarak İstanbul işgal edilecek (16 Mart 1920) ve bazı
Milletvekilleri tutuklanacaktır. Bu gelişmeler ise TBMM'nin açılmasına
ortam hazırlayacaktır.
Sivas
Kongresi, ulusal bir kongre olma özelliği ve Misak-ı Millî'ye alt yapı
hazırlaması bakımından, TBMM'ye giden yolu açmış ve millet egemenliğine
öncülük yapmıştır.
İrade-i Milliye Gazetesi
Sivas
Kongresi toplanmadan önceki günlerde gelen delegeler, millî ülkü ve
hareketlerin geniş ve sürekli bir biçimde yayımlanması için bir
gazetenin çıkarılması gereği üzerinde durmuşlardı. İsmail Fazıl Paşanın
önerisi ile çıkarılacak gazetenin adı İrade-i Milliye oldu.
11
Eylül Perşembe günkü oturumda basın konusu ele alındı ve haftada iki
gün olmak üzere “İrade-i Milliye” adıyla bir gazetenin çıkarılmasına
karar verildi. Gazete yönetiminin politik kuruluşla ilgisi bulunmayan
birine verilmesi istendi. Bu kişiyi bulma görevi ise Rasim (Başara) Beye
verildi. O da Sivas Lisesi'nin çalışkan öğrencilerinden biri olarak
tanıdığı, yirmi iki yaşındaki Demircizade Selahattin'i (Ulusalerk) bu
işe uygun gördü. Selahattin, görevi sevinçle kabul etti. Dilekçe ile
Valiliğe başvurarak gazetenin çıkarma yetkisini aldı ve Sorumlu Müdürü
oldu.
Gazete
İl Basımevinde basıldı. İlk sayısı 14 Eylül günü çıkan gazetenin çıkış
sebebi, yine bu sayıda “ Millî hareketin halka ve dünyaya duyurulması ”
olarak belirtiliyordu.
İrade-i
Milliye Gazetesinin özellikle ilk beş sayısındaki yazılar, bizzat
Mustafa Kemal Paşa tarafından kaleme alınmıştır. Temsil Kurulu'nun
Sivas'ta bulunduğu süre içinde 19 sayı yayımlandı.
İlk
sayısının sürümü tahmin edilemedi. Bin adet basıldı. Aşırı talep
üzerine baskı sayısı artırıldı. Gazete basıldığı günlerde geçmiş
baskıları yirmi kuruş yerine, iki yüz kuruşa dahi arayanlar vardı.
Özellikle İstanbul'dan büyük bir istek vardı.
İrade-i Milliye, Mustafa Kemal Paşa tarafından Temsil Kurulu adına yayın yapmak için kurdurulan ilk Millî Mücadele gazetesidir.
İngiliz ve Fransız Basınında Sivas Kongresi
The
Times Gazetesi , 22 Eylül 1919 : “ Bir Anadolu Cumhuriyeti... asilerin
başı: M. Kemal..., Sultanın değiştirilmesinin başlıca gayelerinden biri
olduğu bazı mahfillerde ileri sürülmektedir .”
Ranin
Gazetesi , 11 Ekim 1919 : “ M. Kemal Paşa Anadolu'da bir millî hareket
meydana getirmeye çalışıyor. Bu çocukça bir hayaldir! Bütün cihanın
kuvvetine karşı... harpten ezilmiş olan zavallı Anadolu'nun kuvveti
ile... kafa tutmasının ne hükmü olabilir? Anadolu'da ne kalmıştır, ne
var ki direniş oluşturabilsin? ”
.....
Le
Temps Gazetesi , 10 Eylül 1919 : “ Sultanın hakimiyeti hâlâ İstanbul'da
ise de ordusu başka yerde, Türk milliyetçilerinin gittikçe
güçlendikleri Anadolu'dadır. Sivas'tan, kongreleri Sultana telgrafla bir
kararlar listesi bildirdi. Birinci karar şimdiki hükümete güveni
reddediyor; ikincisi ise hiçbir Türk toprağının elden çıkmamasını
istiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder