Manda
düşüncesini savunanlara göre: “ Alman desteği altında Anlaşma
devletlerine yenilen Osmanlı Devleti, bu güçlü devletlere karşı tek
başına bir mücadele yürütemezdi ”. Mevcut durum karşısında ulusa olan
güven duygusunu yitirenler: “ işgallere karşı direniş, yeni işgallere
yol açar ” diye düşünüyorlardı. Ulusal tepki ve direnişler İstanbul
basınında eleştirilmekte, İstanbul Hükümeti tarafından ise şiddetle
uyarılmaktaydı.
Atatürk,
bu durum karşısında Türk ulusuna duyduğu güvenle: “ Memleketi bu müthiş
badireden kurtarmak için yalnız bir kuvvetin temini lazımdır: milletin
birliği ” diyerek, bağımsızlık yolunda ilk yöntemi açıklıyordu. Birliği
sağlamanın yolu ise ulusal bir kongreden geçiyordu. Ulusun temsilcileri
bir araya gelecek ve ülkenin içinde bulunduğu duruma bir çözüm
getirecekti. Bu çözümün kararları Sivas Kongresi'nde (4-11 Eylül 1919)
alınacaktır.
Sivas Kongresi Nerede Kararlaştırıldı?
9.
Ordu Müfettişi olarak, asayişi düzeltmek göreviyle Samsun'a çıkan
Mustafa Kemal Paşa Ali Fuat (Cebesoy), Rauf (Orbay) ve Refet (Bele) ile
Amasya'da buluştu. Amasya Genelgesi için Kazım Karabekir Paşa ve diğer
ilgililerin onayı alındı. 21 / 22 Haziran 1919'da yayımlanan genelge,
illerin askerî ve mülkî yöneticilerine telgrafla, İstanbul'daki bazı
devlet adamları ve komutanlara ise özel mektup ekinde ulaştırıldı.
Amasya
Genelgesi “ Vatanın Bütünlüğü Milletin Bağımsızlığı Tehlikededir ”
uyarısı ile başlıyor ve “ Milletin Bağımsızlığını Yine Milletin Azim ve
Kararı Kurtaracaktır ” çözüm önerisi ile sürüyordu.
Sivas
Kongresi kararı, genelgede şöyle belirtiliyordu: “ Milletin istiklâlini
kurtarmak için, her türlü tesir ve baskıdan uzak bir millî heyetin
kurulması gerekmektedir. Bunun için yazışmalar sonunda, Anadolu'nun en
güvenilir yeri Sivas'ta Millî Kongre'nin toplanması kararlaştırılmıştır.
Fırka (parti) anlaşmazlıkları gözetilmeden her sancaktan, halkın
güvenini kazanmış üç murahhasın (delegenin ), mümkün olan çabuklukla
yola çıkarılması gerekir. Her ihtimale karşı bunun bir ‘millî sır'
olarak tutulması ve gereken yerlerde yolculuğun değişik adla ve kılıkla
yapılması lâzımdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder