Pages

13.07.2013

Ulaş İlçe Tanıtımı 1

SİVAS İLİ ULAŞ İLÇESİ
ULAŞ İLÇE TANITIM

Sivas ilinin bir ilçesidir
ULAŞ İLÇE COĞRAFYA
Coğrafi Yapı

Ulaş ilçesi, Sivas il merkezine 37 kilometrelik mesafededir. Ulaş ilçesi, Sivas İli’ nin güneyinde, Tecer Dağı’ nın eteğinde, Sivas-Malatya Karayolu üzerindedir. Sivas il merkezine 37 kilometrelik mesafede bulunan Ulaş ilçesinin doğusunda Hafik ve Zara ilçeleri, güneyinde Altınyayla ilçesi, güneydoğusunda Kangal ilçesi, kuzey ve kuzeybatısında Sivas İli bulunmaktadır. Ulaş İlçesi, Malatya’ya 210, Kayseri’ye 180, Ankara’ya 480, İstanbul’a 967, İzmir’e 1102, Adana’ya, 369 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Ulaş ilçesinin Kangal ilçesine uzaklığı 45, Gürün ilçesine 100, Altınyayla ilçesine 25, Şarkışla ilçesine 80 kilometre uzaklıktadır.

İlçenin Yüzölçümü 1169 km2 dir. Denizden ortalama yüksekliği 1320 metredir.


İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan Sivas İli’ne bağlı olan Ulaş ilçesi, Doğu Anadolu Bölgesinin batı kesiminde, İç Anadolu bölgesinin doğu kısmında yer alır. Doğal bir Türkiye haritası üzerinde dikkatli bir inceleme yapıldığı takdirde, Ulaş ilçesinin doğu tarafı Hafik, Zara ilçeleri, güneyinde Kangal ilçesi, güney batısında Altınyayla ilçesi bulunmaktadır. arasında kalan kısımlar sanki bir doğal çizgi ile ayrılmış gibidir.

 Bu çizgi batıda Uzunyayla ve Tahtalı Dağlarına, doğuda Tecer dağlarının kıvrılarak doğuya doğru uzandığı yüksek platolar ile Tohma vadisini oluşturan havzanın kuzey kesimine kadar uzanan ve burada Uzunyayla ile bitişen yüksek platoyu diğerlerinden sanki özel olarak çizilmiş bir hat ile ayırır. İşte bu yüksek plato, İç Anadolu bölgesinin Karadenize doğru alçalarak serilen bir yüzüdür. Bu yüsek platoya (Altınyayla ve Şarkışla ilçesi topraklarına) düşen yağmur ve kar suları derelerde toplanarak Kızılırmak yoluyla Karadeniz’e Ulaşırlar. 

Bu platonun (Şarkışla ve Altınyayla ilçelerinin) doğusunda yer alan Tahtalı Dağları’nın batı kısmından Uzun yaylanın güneyi ve doğusundaki sular (Zamantı/Samantı), Ceyhan ve Seyhan ırmaklarının kaynaklarını oluşturarak Akdeniz’e Ulaşırlar. Altınyayla ilçesinin doğusunda ve güneyindeki Çayırova suyu ile Kuşkayası ve Deliktaş’ın güneyindeki sular Kangal balıklı Tohma Suyuna karışarak Fırat ırmağına ulaşır. 

Tecer dağlarının güney eteklerinden, Deliktaş yöresi, Çetinkaya, bölgesinden güneye ve doğuya doğru ayrılan sular çeşitli derelerde toplanarak Yılanlı çayı, ve Divriği Çaltı suyuyla birleşerek Mercan dağlarının yer aldığı bölgeden Karasu yoluyla Fırat Irmağı’na kavuşur. Kısacası Ulaş ilçesi, Doğu Anadolu ile İç Anadolu’yu birbirinden ayıran, bir başka deyimle Karadeniz ile Akdeniz havzalarına ait meyillerin birbirinden ayrıldığı yüksek platoda yer alır. Ulaş ilçesi, Tecer Dağı’nın kuzeyinde kurulmuş olup, genelde düz bir araziye sahiptir. İlçenin güney tarafı, Tecer sıradağlarının uzantısı halinde batıdan doğuya doğru uzanır.

 Bu sıradağlardan Altınyayla ilçesinden Ulaş sınırları içerisine giren ve burada kesintiye uğrayan Kurmaç Dağları bulunmaktadır. Kurmaç Dağları, Altınyayla’dan devam edip ilçe sınırları içerisine giren Karatonus Dağları’nın ilçedeki ismidir. Dik kulak adı verilen bu dağlar,bir bakıma Kangal ile sınırı oluşturur. İlçenin diğer önemli dağı Tecer Dağı’dır. Tecer Köyü önlerinde dik ve sarp şekilde birden yükselen Tecer Dağı’kuzeydoğuya doğru uzanır. İlçenin en önemli vadisi Tecer Vadisi’dir. Tecer Dağı’nın eteklerinden başlayıp, Sivas yakınlarındaki Taşlıdere’ye kadar devam eder. 20 km.

 uzunluğundaki bu düzlüğün genişliği iki-üç km. arasında değişir. Bugün bu bölgede devam eden Karacalar Barajı ve sulama sistemi sayesinde sulu tarıma geçilmekte ve 2009 yılında deneme sulamaları yapılmaktadır. Altınyayla İlçesinden Ulaş sınırları içerisine uzanan Karatonus ovası Meyilli bir iniş halinde Tecer Vadisine kadar uzanır. Bu düzlüğün Ulaş sınırları içerisindeki kısmı, Ulaş Devlet Üretme Çiftliğinin işletme alanı olarak kullanılmaktadır.




ULAŞ İLÇE EKONOMİ

Ekonomik Yapı
Ulaş ilçesi halkının geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ticaret ve sanayi gelişememiş ve tarım ve hayvancılıkta da yeterli düzeye henüz Ulaşılamamıştır. Bu nedenle ilçe halkı büyük bir kısmı büyük kentlere göç etmişlerdir. Günümüzde de göç olayı halen devam etmektedir.

Ulaş ilçesinde, ticari hayatı bölge ölçeğine göre canlıdır. İlçe de pazar haftada bir gün, Pazar günü kurulmaktadır. İlçedeki hayvan pazarı bölge ticaretinde önemli yeri vardır. İlçede buğday, arpa gibi tarım ürünleri ile canlı hayvan ve hayvandan üretilen gıdalar satılmaktadır. Hayvancılık konusunda; boğa, inek, düve küçükbaş hayvanlardan Akkaraman koyunu ve toklu yetiştirilmektedir. Hayvan ürünlerinden süt, yumurta, civciv, yapağı, deri ve et istihsali yapılmaktadır. Bunun yanı sıra Kayseri-Sivas-Malatya karayolunun Ulaş ilçesi’nde geçmesi ilçe ekonomisini ticari yönden olumlu etkilemektedir.

İlçede bir adet banka (Ziraat Bankası) şubesi bulunmaktadır. İlçemiz ve köylerinde ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmektedir. Önceki yıllara göre kavak ve selvi yetiştirilmesinde düşük karlı olmaları nedeniyle azalma olmuştur. Alabalık üretimi giderek kapasite arttırmaktadır. Arıcılık üretiminde gerekli projeler sağlıklı yapıldığı takdirde ilçe ekonomisine çok büyük katkıları olacaktır.





ULAŞ İLÇE EL SANATLARI

El Sanatları
Anadolu’nun her neresinden olursa olsun dokunan tüm halı, kilim, vb. gibi tüm el sanatlarının üzerlerinde desen veya süslemeler olarak kullanılmış birçok “im” ve birçok “yanış” bulunmaktadır. Bu imler halı, kilim, seccade, yastık, yaygı gibi el sanatlarının üzerinde bol miktarda bulunmaktadır. “imler” ve “yanışlar” yüzlerce, binlerce yıllar öncesinden günümüze kadar ulaşmışlardır. Bir toplumun kültürel yönünü ve yaşamsal konulardaki karakteristik özellikleri hakkında bilgiler vermektedirler. Türk el sanatları incelendiğinde çok açık ve net bir şekilde Anadolu kilim, halı, seccade, yolluk gibi el sanatlarında Orta Asya’dan günümüze kadar tüm Türk tarihine aynı paralellikte Türk Milletinin yaşamı ve karakteri hakkında çok önemli bilgiler vermektedir.


Bu nedenle Ulaş ilçesi el sanatlarındaki tüm özellikler, Sivas yöresi halı-kilim ve diğer el sanatları grubuna girmektedir. Ulaş ve yöresindeki el sanatları, Malatya, Sivas, Elazığ, Kars, Ağrı, Tunceli ve Erzincan bölgesi el sanatlarından büyük ölçüde etkilenmiştir. Özellikle Elbey yöresi özelliklerini taşımaktadır.


Anadolu halı ve kilim dokumacılığında kullanılan her desen ve motifin kendine göre bir anlamı vermiş olduğu bir mesajı vardır. Halı ve kilimlerde kullanılan renklerin belirli anlamları bulunmaktadır. Örneğin; daire sonsuzluğun simgesi kabul edilmektedir. Nilüfer çiçeği mutluluk simgesidir. Yeşil renk: Muradı ve sevgide karışıklığı simgeler. Beyaz renk: Her zaman saflık ve kutsallığın simgesidir. Siyah renk: Hata ve yanlışlıkların simgesidir. Kırmızı renk: Hareketliliğin ve din sevgisinin sembolüdür. Sarı renk: Kötülük ve üzüntünün simgesidir. Sararıp solmayı simgeler. Mavi renk: Güç ve doğruluğu, umudun simge olarak kabul edilmiştir. El sanatlarında kullanılan motiflerden bir kısmı nesnel varlıkları sembolize ederken bir kısmı da soyut kavramları sembolize etmek için kullanılmışlardır. Soyut sembole örnek ise, ölümsüzlüğü ifade eden Sivas’ ın önemli değeri “Hayat Ağacı” motifidir.


Yöremizde el sanatları toprağa bağlı gerisinde ikinci bir uğraş şeklindedir. Köyümüz insanın uğraştığı el sanatları halı dokumacılığı, kilim, yastık, heybe gibi ürünlerdir. Bu el sanatları işçiliği, özellikle iş mevsiminin dışında ve kış aylarında yapılır. Çünkü kış dönemi insan gücüne en az gereksinim duyulan mevsimdir.


Dokumacılık, Yöremizde yapılan tezgahlarda yapılmaktadır. Bu tezgahlara, ıstar ve culfalık adı verilmektedir. Istar ve culfalık ağaçtan basit bir şekilde yapılmıştır. Yün kilimler, ipten kağnı çuvalları, halı yastık, çalma yastık ve çalma heybe ıstarda dokunur. Kilimler ıstarda 60-70 cm eninde 3-4 m boyunda parçalar halinde ve desenli olarak dokunur.


Anadolu’nun yöresel farklılıkları çeşitli renklerle çeşitli ipliklerle örülmüş olan çoraplara da yansımıştır. Çorap örme işi genellikle köylerde ve şehirde ziraat veya tarımın bağ ve bahçe işlerinin yapılmadığı zamanlarda özellikle de kış aylarında örülmektedir.


Anadolu’da örülmekte olan çorapların içinde Sivas çorapları, Sivas içinde de ilçelerinde dokunan çorapların apayrı bir yeri ve özellikleri vardır. Ulaş ilçesinde de Sivas’ın diğer ilçelerinde olduğu gibi, çoraplar renkli ve desenli, kısa ve uzun olmak üzere iki türden yapılmaktadır. Eskiden yöremizde dokunan çoraplar, sadece ayağa giyilen bir eşya değil, aynı zamanda motif ve renkleri ve desenleriyle, giyenlerin cinsini (erkek mi yoksa kadın mı olduğunu), ören ailenin veya kişinin ailesini mensup olduğu oymağı, ören kişinin bekar ya da evli mi olduğunu belirtecek özelliklerde örülmekteydi. Günümüzde Ulaş ve havalisinde dokunan çoraplar, genelde düz ve tek renkli olarak erkekler için, değişik renkte olanlar da kadınlar için örülmektedirler. Örülen bu çorapların üzerine, halı ve kilimlerde olduğu gibi birçok desen ve motifler işlenmektedir. Bu desen ve motifler ise genelde Ulaş ilçesinin iklimsel özelliklerini, karakterize edecek şekilde betimlenerek çoraplara şekil ve nakış olarak işlenmiştir. Bitkiler, hayvanlar, çeşitli eşyalar ve semboller konulmaktadır. Yöremizde çeyiz için hediyelik çoraplara “töre” adı verilirdi.


Dantela ve oya yapımı en çok el emeği ve göz nuru isteyen el sanatlarından birisidir. Bu el sanatları türü de Türk kadının maharetini gösterdiği ve yaratıcılığını ve üstün becerisini tekniğiyle birleştirip aşk ve heyecanını, duygu ve düşüncelerini, özlem ve hasretlerini iplik iplik iğne iğne ve nakış nakış işlemiş olduğu endişe ve sevinçlerini yansıtan bir endüstri koludur.


Köylerde, özellikle yaşlı insanlar ve gelenekleri sürdürmeden yana olanlar, hala eski giyim kuşamda ısrar edilir. Özellikle kadınlar, üç peşli olarak adlandırılan, topuklara kadar inen üç yırtmeçlı elbise giyerler, belleriğne püsküllü şal kuşak bağlarlar. Üç peşlinin eteklerini toplayarak kuşağın arasına sokarlar. önlerine peştamal bağlarlar. Başlarına fes takarlar ve fesin üzerine gümüş paralarla süslü tac takarlar. Elbiseler genellikle divitinden yapılmıştır. Bununla birlikte özel günler için diktirilen üç peşli, ipekliden olur. Renkleri koyu kırmızı, mavi ve yeşil olur. Bununla birlikte günlük işleri yaparken giyilen şalvar, beli lastikli, topuklara kadar inip geniş bir giysidir.


İş yaparken elbiseler şalvarın içine konur. Şalvarlar satenden dikilmiştir. Yine canlı, göz alıcı, renklerle bezeli kumaşlardan dikilmiş, belden büzgülü fistanlar giyilir. Fistanlar uzundur. Topuklara kadar inilebilir. Fistanın üzerine kollu, kolsuz, ince ve kalın hırka, kazak, yelek giyilir. Yaşlı kadınlar başlarını koyu renk yazma, genç kızlar ve gelinler ise beyaz tülbentle örterler. Bu tülbentlerin kenarları oya, boncuk veya pullarla süslüdür veya kenarı püsküllüdür. Gelinler, mutlaka ağızlarını tülbentleriyle kapatırlar. Böylece evin gelini evdeki diğer genç kızlardan ayırd edilir. Kadınlar ayaklarına iseelde örülen patik giyerler. Ayakkabı olarak;kundura, naylon ayakkabı, ökçesiz lastik ayakkabı giyerler.


Erkekler ise ceket, pantolon giyer, başlarına şapka örterler. Bazı yaşlılar ev tezgahlarında dokunan kumaştan yapılan şalvar giyerler. En içte ise adına “köynek” denilen beyaz patiskadan yapılmış bir giysi vardır. Köynek altkı üstlüdür. Köynek üstüne gömlek ve onun üzerine yelek giyilir. yelekler çoğunluk önden cepli, koyu renklidir. Ön üste ise cebi bulunur. Gümüş köstekli saat bu cebe konur. Ayağa ise kara lastik veya çarık giyilir. Çarık sırımlarla ayağa bağlanır. Özellikle yaz günlerinde giyilen çarık ayağı sıkmasın diye akşam eve gelindiğinde suda ıslatılır.


Bayramlarda, düğünlerde, kente giderken kadınlar ve erkekler gerilik elbiseleini giyerler. Bu elbiseler böyle günlerde giyilir. Sonra çıkarılıp kaldırılır. Çorap olarak erkekler elde örülmüş, yünden yapılmış düz, beyaz nakışlı çorap giyilmişse pantolon paçaları çorabın içine sokulur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız